15 Temmuz 2010 Perşembe

Muz Yaprağında Somon ve Yumurta

muz

Geçtiğimiz aylarda Almanya'dan bir okuyucum Sevgili Işıl Hanım bana çok güzel bir mail atmıştı. Blogumu gezerken Uzak Doğu yemeklerine ve Thai mutfağına olan ilgim dikkatini çekmiş ve sağolsun Almanya'da yaşayan Tayland'lı bir arkadaşının kendileri için hazırladıkları yemekleri fotoğraflarıyla beraber benimle paylaşmıştı. Hepsi birbirinden şık ve leziz yemeklerdi. Özellikle muz yaprağında buharda pişen balık ve yumurtayı mutlaka denemek üzere aklıma yazmıştım. Mersin'de yazlığımızın bahçesinde bulunan muz ağaçlarının yapraklarından istifade ederek bu güzel tarifi uygulamaya koyuldum.

Asya ve özellikle Çin mutfağında muz yaprağı tatlılardan balığa ve hatta pirince kadar pek çok yemeğin pişirilmesinde kullanılıyor. Hem görsel olarak hem de pişirme esnasında yemeğe kattığı rayiha ile yapılan yemeğin ruhunu besliyor.

Sevgili Işıl Hanım'ın Tayland'lı arkadaşının muz yaprağından yapmış olduğu kase şeklindeki tabağın oldukça profesyonel bir elden çıktığını düşünüyorum çünkü ben ne kadar uğraştıysam da muz yaprağını o kase formatına sokamadım ama onun yerine sevimli bir tekne yaptım :) Bu arada Uzak Doğulular el becerilerinde çok yetkinler. Yaptıkları hediye paketleri bile hayranlık uyandıran ayrı bir incelikte ayrı bir zerafette.

Gelelim yemeğimizin tarifine. Yemeğimiz çok pratik, oldukça besleyici, pişirme usulü açısından buharda pişmesi ve hiç yağsız olması sebebiyle oldukça sağlıklı ve de lezzetli bir yemek. Bir muz yaprağı, 150-200 gr somon, 2 adet yumurta, 1 adet taze soğan, biraz tuz ve karabiber ile tarifimiz hazırlanabiliyor. Pişirmek içinse buharlı bir pişirici kullanıyoruz.

En uğraştırıcı kısmı muz yaprağına şekil verilmesi ama çok keyifli bir uğraş olduğunu belirtmek isterim. Buharlı pişiriciyi hazırladıktan sonra şekil verdiğimiz muz yaprağını içerisine dik duracak şekilde yerleştiriyoruz. Tuz ve karabiberle çırptığımız yumurtayı yaprağın içine döküyoruz ve üzerine küpler şeklinde doğradığımız balıklarımızı ilave edip tencerenin kapağını kapatıyoruz. Yaklaşık 10-15 dakika içerisinde hızlı bir şekilde pişiveriyor. Servisten önce üzerine taze çekilmiş kara biber ile doğranmış taze soğan ilave ediyoruz. Fazla soğutmadan afiyetle yiyoruz. Muz yaprağı yemeğe çok hoş bir aroma veriyor. Fırsatınız olursa mutlaka deneminizi tavsiye ederim.

11 Temmuz 2010 Pazar

Kahve Dünyası'nda Bol Çikolatalı Bir Etkinlik

Geçtiğimiz günlerde Kahve Dünyası'nda düzenlenen Çikokap tanıtım etkinliğine katıldım. Kahve Dünyası'nın çikolata kokulu, minik ve sıcacık mutfağında, Kahve Dünyası lezzetlerinin yaratıcısı Sevgili Derya İleri’den ayrıcalıklı bir eğitim alma fırsatımız oldu. Bu eğitim sayesinde pastacılık, çikolata, krema yapımı vb konularda çok değerli bilgiler edindik, muhteşem lezzetler yarattık.

1

%100 gerçek çikolatadan imal edilen özel şekilli hazır Çikokap’lar ile Kahve Dünyası bir yeniliğe daha imza atmış. Çoklu paketlerde, farklı şekillerde satışa sunulan Çikokap’lar Türkiye’de ilk kez Kahve Dünyası tarafından özel bir teknolojiyle üretiliyor.

2

Çikokap ile meyveli jöleden, dondurmaya, çilekli musdan kremaya içlerine istediğiniz malzemeyi koyarak birbirinden farklı değişik lezzetler elde edebiliyorsunuz. Ayrıca yaratıcılığınız ve hayal gücünüzü kullanarak yepyeni tarifler yaratmanız da mümkün. Örneğin biz etkinlikte mis gibi kahve kokan muhteşem bir krema hazırladık. Bunu taze pandispanya ve pastacı kreması ile birleştirerek hem görsel hem lezzetsel olarak kendine hayran bırakan tiramisular yaptık. Tiramisunun yanında hazırladığımız limonlu creme brule de gerçekten nefis oldu.

çikomisu

Çikokap içinde tiramisu, adını çikomisu koydum :)

çikoçil

Pastacı kreması, çilek be beyaz çikolatalı pirinç patlağı ile süslediğim çikokap

ikram2

Kahve Dünyası'nın bizler için hazırladığı ikramlar

ikramkv

kvikram3

Bu harika etkinlik için Sevgili Esra Hanım'a, On İletişim'e, Kahve Dünyası'na ve Sevgili Derya İleri'ye çok teşekkür ediyorum. Bu arada Kahve Dünyası'nın denemediğim pek çok lezetini bu etkinlik vesilesiyle deneme fırsatı buldum. Musevilerin patlıcanlı, peynirli ve patatesli olarak hazırladıkları meşhur börekleri BOREKAS, Kahve Dünyası yorumu ile BÖREKİTAS olarak sunuluyor. Patlıcanlısı gerçekten muhteşem, denememiş olanlarım mutlaka denemesini tavsiye ediyorum. Ben şahsen yemeye doyamadım.

Farklı ekmekler ve içeriklerle hazırlanmış sandviçler, kişler ve cheesecake'ler de hepimizi mest etti. Kahve Dünyası mutfağının en önemli kurallarından birisinin tüm ürünlerin tamamen doğal malzemelerle hazırlanması olduğunu öğrendik. Bu durumda herşeyin bu kadar lezzetli olmasına şaşmamak gerek sanırım.


4 Temmuz 2010 Pazar

Narlıkuyu'da Balık Ziyafeti

DSC_0014

Mersin'e dair en önemli ritüllerimden birisi Narlıkuyu'ya gitmek ve orada denizin dibindeki restoranlarda balıklı, kalamarlı, karidesli bir ziyafet yapmaktır. Narlıkuyu Mersin'e yaklaşık 45 km mesafede, muhteşem bir koyu olan, çok şirin bir beldedir. Koyu çevreleyen restoranlar, deneyimleyebileceğiniz en lezzetli balık ziyafetlerinden birisini size yaşatır. Buradaki restoranlar arasında Apo'nun Yeri ailece favorimizdir.

DSC_0018

DSC_0019

Balığın yanında servis edilen karışık salata ve taze sarmısaklı roka salatası tamamen köyden gelen yeşillik, domates ve zeytinyağı ile hazırlanmış enfes lezzetli, yemeye doyulamayan türden salatalardır.

DSC_0010

Mersin'de balığın yanında olmazsa olmaz bir kaya koruğu turşusu vardır ki kendine özgü aroması ve deniz kıyısında yetişiyor olmasından kaynaklanan kendinden tuzlu, iyotlu ve vitaminli yapısı insanı mest eder. Balığın yanında harika bir eşlikçidir.

DSC_0021

Kalamarlar taze deniz kalamarıdır.

DSC_0033

DSC_0053

Güveçte tereyağlı jumbo karides ise tam bir assolisttir. Karidesler, ev yapımı özel tereyağ içerisinde sarmısak ve pul biberle fokur fokur kızarır haldeyken masaya gelir. Haliyle ekmekler hiç vakit kaybetmeden tereyağına daldırılır ve bir parça karidesle birlikte güzelce mideye indirilir. Bu arada Mersin'den çıkan jumbo karidesler dünyanın en lezzetli ve en kaliteli jumbo karidesi niteliğindedir ve Avrupa'ya ihracatı yapılmaktadır.

DSC_0044

Narlıkuyu'da lagos balığı yemek bir klasiktir. Izgarada pişen lagosun tadına doyum olmaz.

DSC_0057

Yemekten sonra yöreye özgü begonvillerle süslenip nane likörü eşliğinde servis edilen Türk kahvesi, bu harika deneyimin güzel ve renkli finalini oluşturur.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...