Boynumuz bükük Laos sınır kapısından geri çevrildikten sonra yapılacak en mantıklı şeyin 1 saat mesafedeki hava alanına gitmek olduğuna karar verdik. Sağanak yağmur altında yerli halkın yardımıyla bulduğumuz taksi ile Udon Thani'ye doğru yola koyulduk. Hava alanına vardığımızda sadece 3 destinasyona uçuş olduğunu gördük. Seyahatimizin başında hiç planlamadığımız, ülkenin batısında kalan ve Ağustos ayında yoğun muson etkileri yaşadığını öğrendiğimiz Phuket'e gitmek üzere biletlerimizi aldık. Phuket'e ilişkin duyduklarımız aslında fazlaca iç açıcı değildi. Tayland'la ilgili ün salan malum fuhuşun merkezi olduğu, çok kalabalık ve kirlenmiş olduğu, ve buna benzer olumsuz yorumlar burayla ilgili duyduğumuz ve pek hoşlanmadığımız özelliklerdi. Bu sebeple burada kalmaktan çok buradan Phi Phi'ye geçmekti esas niyetimiz. Phuket'te 1 gece konakladıktan ve buranın kalabalık ve gürültülü gece hayatını tecrübe ettikten sonra ertesi gün doğrudan Phi Phi adalarına gitmek üzere bir tekneye bindik.
Phi Phi adaları (Koh Phi Phi) irili ufaklı ada ve adacıklardan oluşuyor. Bu adalardan en büyüğü ve yerleşik bir halkı olanı ise Phi Phi Don adıyla anılan ve bizim de konaklamak üzere gitmiş bulunduğumuz ada. Bunun dışında Leonardo Di Caprio'nun The Beach filmiyle ünlenen Phi Phi Leh adası da Phi Phi adalarının en fazla ziyaret edilen adalarından birisi.
Leonardo Di Caprio'nun The Beach filminin çekilmiş olduğu Maya Bay
Filmde görünenden çok daha etkileyici olduğunu söylemeliyim
Maya Bay'in arkasına dolanılıdığında snorkelcilerin uğrak
noktası olan bu minik adacığa varılıyor
Phi Phi Don'dan kiraladığımız long tail boat - geleneksel uzun kuyruklu teknelerden - ile önce Phi Phi Leh'te Maya Bay'e ve sonra yakınlarda bulunan sadece maymunların yaşadığı Maymun Plajına gittik. Maymunların sağı solu belli olmayan ne kadar güvenilmez
canlılar olduğu gerçeği bu plajda bir tanesinin gelip Bora'yı ısırmasıyla kafamıza
dank etti. Önce çok endişelendik tabi fakat sonra bu olayın pek çok turistin başına
geldiğini öğrendik ve hastaneye gidip kuzu kuzu kuduz aşısı yaptırdık.
Plajdaki maymunların lideri sanırım bu şahsiyetti zira bu kayanın tepesine çıkıp oradan diğer maymunlara adeta hükmediyordu. Çıkardığı seslerin ne anlama geldiğini biz anlayamadık
tabi ama bu sesleri duyan diğer maymunlar grup olarak üzerimize hücum etti :)
Bize de tabi denize doğru koşar adım kaçmak kaldı.
Teknemizi süren Phi Phi'li amca
Phi Phi adalarındaki doğanın ve yaşamın güzelliğini, sade ama sınırsızca zengin duruşunu sözlerle veya fotoğraflarla anlatmaya çalışmak biraz sığ sularda yüzmeye çalışmak gibi aslında ama oraya ilişkin duygu, düşünce ve gözlemlerimi yine de ifade etmeliyim.
Öncelikle burada yaşayan yerli insan nüfüsu oldukça az ve ekonomi ağırlıklı olarak turizmden besleniyor. Balıkçılık, masaj salonları, restoranlar, pansiyonlar, ufak marketler, hediyelik eşya ve yerel giysiler satan dükkanlar ile birkaç internet kafe burada yaşayan halkın temel uğraşlarını oluşturuyor. Sürekli yerleşimin bulunduğu Phi Phi Don'da yaşayan nüfusun kalabalık bir bölümünü Asyalı müslümanlar oluşturuyor.
Adadaki hayat inanılmaz sakin, özgür ve huzurlu... Dünya üzerinde hipi ruhunun hala bu kadar canlı kalabildiği bir yer olduğunu keşfetmiş olmaktan büyük keyif duyduk. Gündüzleri yemeler-içmeler, altında kocaman melek balıklarının yüzdüğü masmavi sularda özel teknelerle yapılan geziler ve yüzmeler; gece ise plajda denizin dibinde yakılan ateşlerin ve çalınan güzel müziklerin büyüsü ve keyfiyle yaşanılan huşu, zamana karışmanın ve doğayla bütünleşmiş olmanın tarifsiz mutluluğu, hiçbirşey yapmak zorunda olmamanın yarattığı hafiflik. Phi Phi'de yaşamı ve tanrısallığı kavramaya bir adım daha yaklaşıyor sanki insan...
Bu jumbo karideslerin lezzetine hiçbir yerde rastlamadım
Yerken adeta kendimi kaybettim
Deniz ürünleri tüm adalarda olduğu gibi burada da çok zengin, çok lezzetli
Phi Phi Don'da geceleri plajda yakılan ateşler
Geceleri plaj sakin ve huzurlu, müzikler asla rahatsız etmiyor
24 saat relaxation devam ediyor
Bu güzel ada ne yazık ki 2004 senesinde meydana gelen depremde oluşan tsunamiden en fazla zarar gören yerlerden birisi. Adada bulunan binaların %70'i yıkılmış, 4000'e yakın insan ölmüş. Pek çok insan sevdiklerini gözleri önünde kaybetmiş. Burada yaşayan insanların bu acıyı hala unutamamış oldukları oldukça hissediliyor. Pek çok bina yeniden restore edilmiş. Burada tsunamiyle yok olan hayat adeta yeniden yapılandırılmış.
Phi Phi'den ayrılmak bize çok zor geldi. Ancak önceden alınmış Hong Kong biletlerimiz bulunduğu için adadan buruk ama huzurlu bir duygu halinde ayrılmak zorunda kaldık.
Gezi yazı dizimin son bölümünü oluşturacak olan Hong Kong anılarımız çok yakında geliyor...!