30 Haziran 2010 Çarşamba

Mersin dönüşü ve Tantuni

Mersin'den döndüm! Bol bol deniz havası ve limon kokusu depoladım, mideme bayramlar ettirdim. Kilo almayayım diye hergün 1 saat tempolu yürüdüm ve biraz da yüzdüm. Ama henüz tartılmadığım için ne kadar başarılı bir çalışma olduğunu garanti edemeyeceğim :)

Mersin'e gittiğim ilk gün annem açılışı hazırlamış olduğu içli köftelerle yaptı. Benim gözüm o kadar dönmüş olacak ki ne yazık ki bu ilk seremoniyi fotoğraflayamadım. Fakat sonraki günlerde yediğim içtiğim herşeyi belgeledim. Mersin'deki 2. günümde soluğu tantunicide aldım. Tantuni benim çocukluğumdan beri çok sevdiğim, vazgeçemediğim bir lezzettir...

DSC_0931

Mersin'de en iyi tantuninin nerede yeneceğine dair çeşitli görüşler olsa da bana göre 1 numara her zaman için Çamlıbel'deki Enis Tantuni'dir. Enis Tantuni küçük bir tantunici dükkanıdır ve bazı popülerleşmiş tantuniciler kadar çok bilinmese de müdavimleri oldukça fazladır.

tantuni

İyi bir tantuninin yağı iyice alınmış ve elde kıyılmış biftekten yapılması gerekir. Lavaş ekmeğinin inceliği, tazeliği ve yumuşaklığı da tantuninin lezzetli olmasında önem taşır. Bu arada lavaş ekmek Mersin'de açık ekmek olarak bilinir ve tantuni yapımı için küçük, yuvarlak açık ekmekler kullanılır. Tantuni etinin pişirilmesi için ise ortası çukur özel bir tava kullanılır. Önceden haşlanan biftek etleri, tantuninin hazırlanması sırasında tavanın çukur bölümünde yağ, su ve toz biber ile iyice kavrulur. Bu esnada tantuninin sarılacağı lavaş ekmeği kavrulmakta olan etin suyuna bandırılarak yumuşatılır ve iyice lezzetlendirilir. Daha sonra bu soslanmış ekmeğin içerisine biftek etinin yanında domates, soğan, nane ve maydanoz konarak dürüm şeklinde sarılan tantuni; turşu, ayran veya şalgam eşliğinde eşsiz bir keyifle yenir. Zevke göre yerken içerisine limon da sıkılabilir.

DSC_0923

Tantuninin orjinali açık ekmeğe sarılmış olarak hazırlanan dürüm formatı olsa da zor doyanlar için somun ekmek arasına aynı malzemeler koyularak hazırlanan ekmek arası tantuni alternatifi de mevcuttur.

DSC_0929

Fırında lavaş ekmek hazırlatıp evde siz de tantuni yapabilirsiniz. Yalnız etin güzel ve yağsız olmasına mutlaka dikkat edin.

Mersin'e yolu düşenlere mutlaka Enis Tantuni'ye uğrayıp bu enfes lezzeti tatmalarını öneririm. Enis Tantuni için adres:

Hamidiye Mah. Cengiz Topel Cad. No.9/C Çamlıbel / Mersin
Tel:0324 232 24 28

22 Haziran 2010 Salı

Mersin'den sıcacık sevgiler :)

1 haftalığına anne baba ziyaretine Mersin'deyim! Burasının en güzel zamanlarından birisi. Hava sıcak ama çok değil. Gündüzleri güneş tam kıvamında, deniz hoş, limon ağaçları mis. Akşamları püfürtülü, uyku keyifli. Bol bol yemek içmeklerdeyim :) Gittiğim birkaç harika yeri ve yediğim nefis yemekleri belgelemekteyim. Dönünce hemen paylaşmak isteğindeyim. Akdeniz'den kucak dolusu sevgiler!

19 Haziran 2010 Cumartesi

Enginarlı Pilav ve Hint Usulü Tandoori Chicken

11

Enginarla ilgili yenilikçi lezzet arayışlarım devam etmekte. Bir süredir güzel bir enginarlı pilav hayal ediyordum. Geçen akşam nihayet uyguladım. Pek leziz oldu ama daha lezzetli olabilirdi. Bir dahakine teknik olarak bazı yeni yaklaşımlar entegre edeceğim. Yapımı basit. Enginarları sarımsak ve soğanla birlikte yağda kavurup üzerine İGLO bahçe bezelyelerini ilave ettim. Daha sonra pirinci, tuzunu ve suyunu da ekleyip pişirdim. Çok sade bir lezzet oldu, tüm sebzelerin ve pirincin aroması gayet net hissedilebiliyordu. Bu hoşuma gitti ama aslında yapmadan önce pirincin ve sebzelerin birbirine daha iyi karışmasını ve lezzetlerinin daha fazla bütünleşmesini hayal etmiştim. Bir dahakine farklı bir teknik uygulayacağım sanırım bu sefer dilediğim neticeye ulaşacağım.

Yanına da Hint usulü tandoori chicken yaptım. Ablam geçenlerde Hindistan'a gitmişti. Kendisinden bulabileceği her türlü egzantrik baharat vs karışımı alıp getirmesini rica etmiştim. Ablacığım da sağolsun marketi toplamış getirmiş kardeşine :) Hindistan'da her türlü yemek için farklı baharat bileşimlerinde hazırlanmış karışımlara masala denilmekte. Evdeki rezervlerden ilk olarak Tandoori masala'yı denemek istedim. Tandoori masala; kimyon, kişniş, zencefil, zerdeçal, sarmısak tozu, acı toz kırmızı biber, muskat, karabiber, hardal, kakule, karanfil ve tuz bileşiminden oluşuyor. Dolayısıyla karışımı, bu baharatları biraraya getirerek evde de hazırlamak mümkün. Tandoori chicken yapılırken Tandoori masala dışında zencefil ve sarmısak ezmesi karışımından da kullanılıyor. Ablam onu da paket olarak hazır getirmiş fakat zencefili rendelemek ve sarmısağı ezip ikisini birbirine karıştırmak suretiyle bu karışım da evde elde edilebilir. Bu yemeğin yapılışında aslında 24 saat marinasyon öneriliyor fakat benim o kadar vaktim olmadığından ve acil akşam yemeği hazırlamam gerektiğinden 40 dakikalık marinasyon ile idare etmek durumunda kaldım.

Yapılışına gelince 1 kg kadar tavuğu (ben kalça kuşbaşı kullandım, but ta kullanılabilir) tuz ve lime ile güzelce karıştırıyoruz. Daha sonra içerisine 3 çay kaşığı sarmısak-zencefil ezmesi karışımı; 4 çay kaşığı tandoori masala ve 4 çorba kaşığı da yoğurt ekliyoruz. Belirttiğim gibi mümkün olduğu kadar uzun marine edilmesi tavuğun baharatla daha iyi özleşmesini sağlıyor. Daha sonra fırının ızgara modunda tavuklar kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyetle yiyoruz :)

14 Haziran 2010 Pazartesi

Mutfak Sanatları Akademisi'nde Palmiye Yağı Etkinliği

DSC_6837

MSA'da ilk etkinliğime katılmış bulunuyorum! Uzun zamandır takip ettiğim ve merak ettiğim bir yerdi. Sevgili Tijen'ciğimin daveti ile bu Pazar MSA'nın muhteşem mutfağında Malezya Palmiye Yağı Konseyi (Malaysian Palm Oil Council) tarafından Türkiye'ye getirilen palmiye yağını tanıma ve çok değerli şefimiz Serkan Bozkurt'un bizler için hazırladığı tariflerle deneme fırsatı bulduk.

DSC_6745

1

Palmiye yağı hakkında Malezya Palmiye Yağı Konseyi'nin (MPOC) temsilcileri tarafından verilen bilgiler bizler için oldukça aydınlatıcı oldu. Uzun kızarma sürelerinde yanmayan ve değişime uğramayan, kokusu hafif, kolesterolsüz, kalorisi düşük, içinde bol miktarda A ve E vitaminleri barındıran, antioksidan ve karoten açısından zengin, tüm sene boyunca üretimi yapılabildiği için fiyatı da hesaplı akıllı bir yağmış palmiye yağı. Hazır kek, pasta, çikolata ve benzeri ürünlerin yanında sabun ve diğer kozmetik ürünlerin içerisinde, hem Türkiye'de hem de dünyada sıklıkla kullanılan bir yağmış ayrıca. Bunun yanında fast food zincirinde yer alan, özellikle kızartılarak tüketilen ürünlerin sağlık açısından çok ciddi zararlarının önüne geçmek için başta Amerika olmak üzere pek çok ülkede fast food yemeklerde de artık palmiye yağı kullanılmaya başlanmış. Bunu duyunca açıkçası şaşırdım ve de fast food'un zararlarını azaltmak için böyle bir girişim başlatılmış olmasından dolayı oldukça sevindim. Bu güne kadar Türkiye'ye Malezya'dan ithal gelen fakat satışları sadece toptan yapılan palmiye yağının, artık perakende satış zincirlerinde nihai tüketiciler tarafından erişilebilir hale geleceğini öğrendiğimize de ayrıca memnun olduk.

DSC_6469

Gelelim palmiye yağı ile yarattığımız nefis lezzetlere. Öncelikle şefimiz Serkan Bozkurt'un profesyonel yönlendirmeleri ve verdiği tüyolarla mantarlı, naneli ve zerdeçallı harika bir risotto yaptık. Şefimiz sayesinde risotto yapmanın tüm inceliklerini öğrendik. Herbirimizle ayrı ayrı ilgilenip yaptığımız yemekleri tatması ve yorumlarını paylaşması da yaptığımız yemeklerin oldukça başarılı olmasını sağladı.

risotto

Risottodan sonra muhteşem bir balık yemeği yaptık ki gerçekten hem fikre hem de lezzetine hayran kaldım. Kılçıkları alınmış fileto levrekleri tavada çok az pişirip, baklava hamuruna, hamuru katlarken ufak pileler oluşacak şekilde, karamelize ettiğimiz soğanlarla birlikte sardık. Yaklaşık 15 dk fırında pişirdik ve inanılmaz bir lezzet çıktı ortaya.

3

Palmiye yağı ile pişirdiğimiz hem risottoda hem de baklava hamuruna sarılı levrekte kesinlikle hiç yağ kokusu yoktu. Bu vesileyle palmiye yağının oldukça hafif bir yağ olduğunu teyit etmiş olduk.

Bu güzel etkinliğe daveti için Sevgili Tijen'ciğime, Malezya Palmiye Yağı Konseyi'ne ve eğitimine katılmış olmaktan müthiş keyif aldığım şefimiz Serkan Bozkurt'a teşekkürlerimi iletiyorum.

10 Haziran 2010 Perşembe

Yeniköy'de Bir Balıkçı: TAKANİK

Günaydın herkese! Yine arayı açtım biliyorum, zaman nasıl uçup gidiyor takip edemez oldum valla :(

DSC_0992

Cumartesi günü çok keyifli bir akşam yemeği yedim. Zaman zaman blogumda hoşuma giden mekanlara yer vermek istiyorum. Takanik de onlardan birisi. Aslında Yeniköy'den yolu geçenler bilir, seneler önce denizin içinde balık lokantası gibi işleyen, masalı sandalyeli, mezeli salatalı tekneler vardı. Denizin içinde dalgalarla beraber sallana sallana balık yiyip muhabbet etmek çok keyifli olurdu. Daha sonra belediye tarafından bu tekneler ne yazık ki yasaklandı ve İstanbul kendi özgün dokusuyla çok bütünleşen, deniz içinde yemek yeme keyfini balıkseverlere yaşatan bu teknelerden mahrum kaldı. O zamanlarda bu teknelerden en çok gidip geldiğimiz Takanik'ti. Takanik potansiyeli farketmiş olacak ki tekneler yasaklanınca hemen ufak lokantaya dönüştürdü formatını. Yeniköy iskelede ve Yeniköy spor kulubünün karşısında olmak üzere 2 şubeleri mevcut.

2

Salatası, ılık servis edilen mısır ekmeği ayrı lezzetli; midye dolmaları bol çam fıstıklı - gerçekten hiç bu kadar fıstıklısını yememiştim-, kalamarlar da nar gibi kızarmıştı. Güveçte ve tereyağında kavrulmuş karides yapıyorlar. Biz güveçtekinden yedik ve pek memnun kaldık. Balık olarak ızgara dil balığı ve çinekop tercih ettik. Izgara dil balığı gerçekten çok hoşuma gitti. Çinekop da çok güzeldi fakat ızgara dil balığı yeni keşfettiğim bir lezzet olmasından dolayı daha fazla ilgimi cezbetti.

1

Finali çikolata soslu sıcak tahin helvasıyla yaptık. Üzerine de bir güzel Türk kahvelerimizi içtik. Midelerimizi ovuştura ovuştura evimize döndük :)

DSC_1036

Fiyatlar bana oldukça makul geldi. 4 kişi tıka basa yedik içtik - alkol yok bu arada - kişi başı 30 TL ödedik. Güzel ve lezzetli balık keyfi yaşamak isteyenlere tavsiye edilir.

3 Haziran 2010 Perşembe

Zeytinyağlı Dolma

dolma

Yaz mevsiminin bana çağrıştırdığı ve başlı başına bir öğün olarak yemeye bayıldığım yemeklerden birisi de zeytinyağlı dolma... Geçen haftadan beri canım zeytinyağlı dolma istiyordu. Pazartesi akşam nihayet yaptım. Dolapta iyice soğuttuktan sonra Salı akşam bir güzel hüpletildi zeytinyağlı dolmalar.

Bildiğimiz zeytinyağlı dolma harcı işte, soğanları fıstık ve kuş üzümüyle birlikte zeytinyağında güzelce kavurdum. İçine pirincini, nanesini, baharatlarını, tuzunu, şekerini ilave ettim. Bir tane de domates rendeledikten sonra biberlerin içlerini doldurdum ve ağızlarını domates parçalarıyla kapatıp pişirdim.

Sırada yazın bir başka vazgeçilmezi soslu patlıcan, kabak, biber patates kızartması var!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...