26 Kasım 2009 Perşembe

Kahvaltıda Yumurtalı Dürüm

YD

Kahvaltıda da dürüm olur muymuş demeyin :) Çok da nefis olduğunu garanti edebilirim. Biz güneyliler, mümkün olan her şeyi dürüm formuna sokarak yemeye bayılırız. Yumurtalı dürüm de onlardan biri...

Aslında, bir şeyleri başka bir şeyin içerisine sararak dürüm formatına getirme ve bu haliyle yeme mantığının her kültür için cezbedici bir seçenek olduğunu ve sağladığı tatminkar lezzet ile mutlu bir doygunluk hissi yarattığını hep düşünmüşümdür.

Örneğin Japon mutfağının sushisi, Meksika mutfağının burritosu, Fransızların krepi, Amerikalıların başka mutfaklardan esinlenerek oluşturduğu wrap çeşitleri de aynı lezzet ve doygunluk arayışının ürünü besbelli... Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Tabi bizim muhteşem dürümlerimizin lezzeti ve çeşitliliğiyle hiçbiri boy ölçüşemez orası kesin :)

Gelelim benim yumurtalı dürüme. Malzemelerimiz; el açması köy ekmeği (marketlerde satılan lavaşlarla da yapılabilir), haşlanmış yumurta, tulum peyniri, domates, ceviz, yeşil zeytin, taze nane, zeytinyağı, kimyon, pul biber, karabiber, kekik. Bütün bunlara ilave olarak eğer bu lezzetlerin arasında tatlı bir lezzeti yadırgamazsanız dut kurusu koymanızı kesinlikle tavsiye ederim! Muhteşem yakışıyor. Bu arada köy ekmekleri, domates, yumurta ve zeytin Nazilli'den Pınar Hanım'dan. Hepsi harika renkleri, kokuları ve tazelikleriyle yerken insana doğal besinler tüketiyor olmanın huzurunu yaşatıyor. Cevizler ve tulum peyniri ise annemden, naneler de dalından, benim balkondaki mini bahçemden :)

Bütün malzemeleri ince ince dilimleyerek, ekmeğin size yakın kısmına sıralayın, baharatları serpin, üzerine biraz da zeytinyağı gezdirdikten sonra sarın. Yerken patlamaması açısından ekmeği biraz kalın sarmanızı tavsiye ederim :) Afiyet olsun...

NOT: Tayland yazı dizim kaldığı yerden devam edecek. Araya birkaç tarif almaya karar verdim :)

HERKESE MUTLU, BOL NEŞELİ, SAĞLIKLI VE SEVDİKLERİYLE BERABER
GÜZEL BİR BAYRAM DİLİYORUM...

22 Kasım 2009 Pazar

Tayland Gezi ve Lezzet Notları - Bölüm 2

Meyveler ve Meyve Suları
Düşündüm taşındım Tayland yazı dizime nereden devam etsem diye, en sonunda meyvelerde karar kıldım :) Tayland’da muhteşem görsellikte egzotik meyveler yedik. Bu meyveler aslında sadece Tayland’da değil, tüm Güney Doğu Asya coğrafyasında bulunuyor. Dış kabukları içlerine dair hiçbir ipucu vermiyor. Kabuklarını soyduğunuzda sizi içeride bambaşka bir sürpriz ve lezzet alemi bekliyor...

Dragon-k

Dragon fruit – Ejderha meyvesi: Kabuğunun görüntüsünden dolayı bu isim verilmiş bu meyveye. Tayland’da fuşya ve beyaz renkte, minik siyah çekirdekli 2 çeşidi mevcut. Kabuğuna bakıp da içinden ne çıkacağını hayal etmek neredeyse imkansız… Kesince içeride sizi enfes bir manzara karşılıyor. Lezzetine gelince; Az şekerli, hafif sulu, kivi gibi siyah çıtır çıtır minik çekirdekleri var, fuşya olanı daha tatlı-ekşi bir lezzete sahip, her ikisi de son derece ferahlatıcı...

Mangosteen-k

Mangosteen’in de dışına bakıp içinden ne çıkacağını hayal edebilmek imkansız. Dışında patlıcan renginde, kalınca ve hafif sert bir kabuğu var. Bu kabuğu soyunca içinden sarımsak görünümde, nefis sulu, tatlı ekşi muhteşem lezzetli bir meyve çıkıyor...

Rambutan-k

Rambutan da Tayland’da en bol bulunan ve en çok tüketilen meyvelerden bir diğeri. Rambutanın çok orijinal, sakallı bir kabuğu var :) Kabuğu ince ve sert fakat mangosteen gibi o da elle soyularak yenilebiliyor. Rambutanı soyunca içerisinde kocaman kabuğu soyulmuş beyaz üzüme benzeyen tatlı ve sulu, çok hoş aromalı, oldukça lezzetli bir meyve çıkıyor.

Meyveler-k

Dragon meyvesi, mangosteen ve rambutan dışında Tayland’da en çok tüketilen diğer meyveler arasında ananas, karpuz, papaya, mango, bir kavun çeşidi olan az sulu ve sert, yeşil ve sarı renklerde kantaloplar ile hindistancevizi sayılabilir. Hindistancevizini en ham haliyle sokaklarda arabalarda satıyorlar. Tepesini kesip içerisine bir pipet koyuyorlar ve böylece sütü içilebiliyor. Ayrıca yine sokaklarda sadece ananas satan arabalar görmek mümkün... Bir de sokaklardaki ızgara muz satıcıları çok enteresan... Maalesef deneyemedim ızgara muzları ama deneyen bir arkadaşım çok lezzetli olduğunu söylemişti.

kokteyller ve ben

Bir de tabi Tayland’dan bahsedip de sınırsız çeşitlilikte meyve sularına değinmemek hiç olmaz. Benim deneyebildiklerim pasiflora (passion fruit), lychee, hindistancevizi, karpuz, naneli lime, rambutan ve ananas... Hepsi de birbirinden harikaydı...

17 Kasım 2009 Salı

Tayland Gezi ve Lezzet Notları - Bölüm 1


LG'nin Yarışması



Dubai'den döndükten sonra Sevgili Gönenç'in yoğun çabaları neticesinde LG'nin Tayland'daki global şampiyonasına Türkiye'yi temsilen katılmak üzere Sevgili Yasemin'le beraber davet edilmiştik. Tayland'a LG'nin uluslararası nitelikte bu yarışmasında yer almak üzere gideceğimizi ve orada ekip olarak yarışacağımızı öğrendiğimiz andan itibaren heyecanımız doruklardaydı. Yarışma neticelenene kadar da bu heyecan hiç sönmedi. Yasemin'le beraber güzel bir takım oluşturduk ve ülkemizi en güzel şekilde temsil etmek için elimizden geleni yaptık. Pişirdiğimiz yemekten de inanılmaz tatmin duyduk. Yapabileceğimizin en iyisini yaptığımızdan ve ortaya iyi bir iş çıkardığımızdan hiç kuşkum yok. Fakat ne yazık ki yarışmadan bir dereceyle dönme gururunu yaşayamadık, yaşatamadık. Çok fazla ülkenin işin içerisine girdiği yarışmalarda sanırım bazı politik yaklaşımlar da ister istemez devreye giriyor. Yine de yaşadıklarımız her aşaması ve her anıyla beraber muhteşem bir tecrübeydi. Yarışmada bizim isimlerimiz anons edilirken arkada dev ekranda koskocaman bir Türk bayrağı dalgalandı :) 13 ülkenin içerisinde ülkemizi temsilen bulunmak ve orada bayrağımızın dalgalanması gerçekten çok gurur vericiydi. Dünyaca ünlü şefler yemeğimizi tattı, bizimle yorumlarını paylaştı. Organizasyon çok başarılıydı. Bize böyle bir tecrübe yaşattığı için LG'ye ve bütün bunlara vesile olduğu için Sevgili Gönenç'e çok teşekkür ediyorum.

DSC06312
Yemeğimiz

Türkiye ekibi olarak yarışma dışında da beraberce oldukça keyifli vakit geçirdik. Akşamları Bangkok sokaklarında gezdik, gündüzleri bol bol masaj yaptırdık, yedik içtik :)

DSC06246 DSC06307 DSC06393


Bu seyahatin benim için başka bir anlamı daha vardı. Geçen sene yine Tayland'a bir arkadaşımı ziyarete gitmiş, yaklaşık 2 hafta kalmış olsam da oraların tadına doyamamıştım. Pek çok şey benim için yarım kalmıştı ve en kısa zamanda tekrar Tayland'a gidebilmek için can atıyordum. Fakat bana çok keyif veren 2 şeyi; yemek yapmayı ve Tayland seyahatini bir arada yaşayabileceğim hiç aklıma gelmezdi! Bu yüzden bu seyahat benim için çifte mutluluk oldu.

Tayland'la ilgili gezi ve lezzet notlarımı burada bölüm bölüm yazacağım. Umarım sizler de okumaktan ve fotoğraflara bakmaktan zevk alırsınız. Tayland'la ilgili anlatılacak o kadar fazla şey gösterilecek o kadar çok fotoğraf var ki, insan nereden başlayacağını şaşırıyor :) Özellikle de yemekler inanılmaz çeşitli... Çok sevdiğim Tayland mutfağından güzel bir fotoğraf koleksiyonu oluşturdum. Hepsini anlatacağım :)

DSC06585 DSC06297 DSC06521 DSC06373

Tayland denince akla ilk gelenler her köşe başında bizdeki bakkal/büfe misali bulabileceğiniz masaj salonları, orkideler, nilüferler, rengarenk çiçekler, filler, bol acılı - bol sarımsaklı - baharatlı yemekler, muhteşem lezzet ve görsellikte meyveler, rengarenk meyve suları, ulaşımın çizgi filmlerden fırlamış süper turistik aracı tuk tuk, sokakları bile sarıp sarmalayan tütsü kokuları, Bangkok'un kalabalığına ve keşmekeşine rağmen insanların her daim muhafaza ettiği tebessüm, sakinlik, dinginlik (bunun masajla bir alakası olduğuna eminim :)) ...


9 Kasım 2009 Pazartesi

Biberli Ekmek ve Ispanaklı Böreğin Orjinali :)


Geçen hafta ıspanaklı böreklerden o kadar bahsettim hafta sonu bir baktım ki annem Mersin'den paket yollamış ve içerisinden ne çıksın?! Evet ıspanaklı börek :) ve yanında geçen haftaki ıspanaklı börek tarifimde adı geçen muhteşem biberli ekmekler. Böylece neden bahsettiğimin fotoğrafını sizlere gösterebildiğim için çok mutlu oldum. Fotoğrafta soldaki ikili; odun fırınında pişmiş biberli ekmekler, sağdaki ikili ise yine odun fırınında pişirilmiş ıspanaklı börekler. Tabi benim yaptığım böreklerden çok daha ince :)

Biberli ekmek çocukluğumdan beri en sevdiğim lezzetlerden birisidir. Mersin'de pastanelerde de satılır. Pastanede satılanlar daha pofuduk ve kalın hamurlu olur. Odun fırınında yapılan ise daha ince olur (bkz: yukardaki foto :)) Aslında bu fotoğrafta görülen biberli ekmekler daha çok Antakya yöresinde yapılanlar gibi. Evde de tepsi içerisine ekmek hamurunu pizza hamuru gibi yaymak, hazırlanan harcı hamurun üzerine sermek ve fırında güzelce pişirmek suretiyle muhteşem biberliler hazırlayabilirsiniz. Tayland dönüşü yapacağım mutlaka. Biberli ekmeğin üzerindeki malzemenin de nelerden oluştuğunu açıklayayım hemen:
Acı ve tatlı biber salçası, kuru soğan, kekik, susam, çökelek ve zeytinyağının muhteşem birleşimi :)

5 Kasım 2009 Perşembe

Borsch Çorbası



Faydalı kış sebzelerinin bence çok verimli bir kullanımından oluşan bu çorba, Rusların sofrasından eksik olmuyor. Borsch diye yazılıp, Borş diye okunuyor. Sanırım orijinal olarak Ukrayna'dan çıkan bir tarif. Çeşitli yorumlara uğramış farklı yerlerde. Ben de temel özelliklerini muhafaza ederek kendi yorumumu yaptım bu akşam. Çok leziz oldu :) Siz de deneyin denerim.

Malzemeler

250 gr dana kuşbaşı
2 orta boy pancar
1 orta boy soğan
1 büyük havuç
1/4 beyaz lahana
1 diş sarımsak
Dereotu
Süzme yoğurt
Tuz, karabiber
1/2 limon


Yapılışı

2,5 lt suda kemiklerle beraber eti haşlayarak veya sadece eti haşlayarak et suyu elde edin. Diğer yanda bir tavaya çok az yağ koyup (ben tereyağı - zeytinyağı kombinasyonu kullandım) ince doğranmış soğan, sarımsak, pancar ve havuçları 10-15 dk pişirin. Pişirirken tuz ve karabiber ilave edin. Daha sonra tavada pişirdiğiniz malzemeleri et suyuna karıştırın. Lahanaları da doğrayıp ilave edin. Kaynamaya bırakın. Dilediğiniz kadar dereotunu da doğrayıp kaynamakta olan çorbaya ilave edin. 30 dk kadar bu şekilde pişirdikten sonra yarım limon ilave edip ateşten indirin. Biraz dinlenmeye bırakın. Servis esnasında orijinalinde ekşi krema kullanılıyor ama ben onu bulamadığım için süzme yoğurt kullandım. O da çok iyi oldu. Besin değeri çok yüksek, soğuk kış günleri için çok ideal ve doyurucu bir çorba. Afiyet olsun :)

Not: Dilerseniz sebze çeşidini daha geniş tutabilirsiniz. Bazı tariflerde patates ve kereviz de kullanılıyor. Bir de birkaç tane defne yaprağı ekleyin pişirirken. Ben de olmadığı için ekleyemedim bu sefer maalesef.



4 Kasım 2009 Çarşamba

Ispanaklı Börek

Dün bloglar arasında gezinirken Esin'in blogunda çok sevdiğim ve özlediğim bir lezzete rastladım :) Acayip de canım çekti. Akşam eve giderken yine bizim fırına uğrayıp hamurlarımı aldım. Esin, Antakya'nın katıklısı diye yazmış ama biz onu Mersin'de ıspanaklı börek diye biliriz. Gerçi Antakya ve Mersin sofralarının ortak lezzetleri çoktur. Ben de anne Mersinli baba Antakyalı olunca iki tarafın muhteşem lezzetlerini doya sıya yaşayarak büyüdüm. Tabi kilolar malum oralara girmeyelim hiç :)




Bu böreğin içini Mersin'de annem evde hazırlar fırına gönderir. Oralarda öyle bir gelenek vardır. Lahmacun, ıspanaklı börek, peynirli börek, biberli ekmek (bu konuya sonra ayrıca detaylı giricem) hepsinin harcını evde hazırlarsın fırına yollarsın. Onlar bir güzel yapar, odun fırınında pişirirler. Sen de gider pişmişlerini fırından geri alırsın. Ben bunu evde normal fırında yaptım tabiki malum odun fırınımız olmadığından ama bu da pek güzel oldu. Denemenizi öneririm.

Malzemeler

1 kg ıspanak
1 soğan
Acı biber salçası
Tatlı biber salçası
1 küçük çökelek (çökelek bulamayabilirsiniz, çökeleksiz de olur, ya da az miktar kalite beyaz peynir ekleyebilirsiniz)
Zeytinyağ
Kimyon
Kekik
Tuz

Yapılışı

Ispanakları güzelce temizleyip yıkayın. Kaynamış suya batırıp çıkarmak suretiyle soldurun ve iyice sıkarak suyunu süzün. Sonra doğrayın, soğanı ve çökeleği de doğrayıp, salça ve baharatlarla karıştırın, biraz zeytinyağı ekleyin.

Hamurları ufak parçalar halinde koparıp merdane ile ince ve yuvarlak olarak açın. Resimdeki gibi üçgen olacak şekilde katlayın, katladığınız yerleri birbirine yapıştırın. Sonra fırında 170 derecede bir güzel pişirip, fırından çıkınca fırça ile üzerlerine biraz zeytinyağı sürün ve sonra da afiyetle yiyin.

Bu arada salça konusunda ufak bir parantez açayım; biz son zamanlarda ÖNCÜ 'nün biber salçalarını kullanıyoruz. Annem bazen Mersin'de yaptırıp da gönderir ve tadına doyum olmaz ama Öncü Biber Salçası'nı keşfettikten sonra sıklıkla kullanmaya başladık. Aktarlarda ve Carrefour'da bulunuyor. Başka yerlerde de vardır mutlaka. Antep'te üretiliyormuş ve ev salçası lezzetine çok yakın.

3 Kasım 2009 Salı

Tayland ve LG 'nin yarışması

DSC04821Kopyası DSC04826Kopyası DSC04827

Haberler güzel :) Gül Abla'dan da takip edenler duymuşlar, organizatörümüz sevgili Gönenç'in çabaları neticesinde önümüzdeki hafta, Türkiye'yi temsilen LG'nin Tayland'da düzenlenecek global yarışmasına sevgili ekip arkadaşım Yasemin ile beraber katılıyoruz :) Ülkemizi en güzel şekilde temsil etmeyi ve sizlere daha güzel haberler getirmeyi çok istiyoruz. Bize bol şans dileyin, dualarınızı eksik etmeyin...




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...